Zafer Bayramı 2 ayrı programla kutlandı...
Zafer Bayramı 2 ayrı programla kutlandı...
30 Ağustos Zafer Bayramı'nın 100. yılı Kdz.Ereğli'de düzenlenen iki ayrı program ile kutlandı.
İlk tören Atatürk Anıtı önünde gerçekleştirildi. Anıta çelenklerin konulması, saygı duruşu ve İstiklal Marşı'nın okunmasının ardından anıt arkasında yer alan şehitliğe ve Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti üyelerinden 12 kahramanın büstlerine karanfil bırakıldı.
İkinci tören ise Devrim Bulvarı'nda gerçekleştirildi. Kaymakam Mehmet Yapıcı, Karadeniz Bölge ve Garnizon Komutanı Tuğamiral Niyazi Uğur, Ereğli Belediye Başkanı Halil Posbıyık, tören alanında bulunanların bayramlarını kutlayarak başladığı kutlamalar saygı duruşu ve İstiklal Marşı'nın okunması ile devam etti.
"ÇOK ANLAMLI BİR GÜNDÜR"
Günün anlam ve önemini belirten konuşmayı ise Karadeniz Bölge ve Garnizon Komutanlığı'nda görevli İkmal Üsteğmen Can Şahin yaptı. "Bugün yalnız Türk milleti için değil aynı zamanda bütün dünya için büyük öneme sahip, tarihi bir olayın, çok şerefli bir zaferin 100'üncü yıldönümünü kutluyoruz” diyerek konuşmasına başlayan Şahin, şu ifadelere yer verdi: "Bugün, tarihinin hiç bir devresinde hürriyetinden zerre kadar odun vermemiş büyük Türk milletinin, istilacı düşmanlara karşı canını ortaya koyarak vardığı yaşam mücadelesinin amacına ulaştığı çok anlamlı bir gündür. Bugünün değerini anlamak, ancak dünü öğrenmek ve daima hatırlamakla mümkündür, Osmanlı imparatorluğu Trablusgarp ve Balkan Savaşlarını takiben girdiği Birinci Dünya Harbi sonunda, çok ağır şartlarla Sevr Anlaşması’nı imzalamaya zorlanmış ve bunun kabulü ile azız vatanımızın parçalanması istenmişti.
"ÇOK ZOR KOŞULLAR ALTINDA PLANLANAN"
Mondros Mütarekesi’nden hemen sonra İngilizler Musul, Urfa, Antep ve Maraş’ı, Fransızlar Adana ve Mersi’ni İtalyanlar Antalya ve Konya’yı Yunanlılar ise 15 Mayıs 1919'da İzmir'i işgal etmişlerdi. Ancak işgal devletlerinin düşünmedikleri bir husus vardı Türkler, tarihin hiçbir devresinde esaret altında yaşamamış, onurlu ve şerefli bir ulus idi. Böylece işgalciler, her zaman hur ve bağımsız olmuş bir milleti karşılarına almışlardı. Çok zor koşullar altında planlanan ve hazırlanan Büyük Taarruz’un amacı sürpriz bir karşı harekâtla güçlü düşman mevzilerini yarmak ve sayıca ustun düşmanı kesin bir darbe ile mağlup etmekti. Bu taarruza Türk’ün ana yurdunu işgal eden düşman yok edilmeden ara verilmeyecekti.
"İLK HEDEFİNİZ AKDENİZ'DİR"
Ağustos 1922 sabahı düşmanın kesin yenilgisi ile doğmuştur. Başkomutan Mustafa Kemal Atatürk’ün ‘ordular ilk hedefiniz Akdeniz’dir’ emrini alan kuvvetlerimiz 9 Eylül 1922 tarihine kadar benzeri görülmemiş bir azım ve irade ile düşmanı denize dökmüştür. 30 Ağustos zaferi; zafere inanan, kendisine güvenen, askerine destek olan, özgürlüğe gönül vermiş ve bütün imkânsızlıklara rağmen güçlü düşmanlarını yenen bir milletin destanıdır. Askeri zafer ile sıyası zaferlerin de yolu açılmıştır Mudanya Mütarekesi yapılmış. Trakya işgalcilerden kurtarılmış ve nihayet, müzakere gücünü büyük zaferdeki yenilmezlikten alan Türk delegasyonunun siyası mücadelesi sonucunda barış anlaşması imzalanmıştır. Böylece, büyük Türk zaferi, milletler arası hukuk kurallarına göre tescil edilmiş ve Türk kurtuluş savaşı fiilen sona ermiştir. Başkomutanlık Meydan Muharebesi’nin önemi, sadece düşman ordularının yenilmesinden değil, aynı zamanda yüce Türk milletinin tarihinde yeni bir dönem açarak yeni bir Türk Devleti’nin kurulmasına imkân sağlamasından da kaynaklanmaktadır.
"ZAFERLERİN EN BÜYÜĞÜ"
Bugün zaferlerin en büyüğü olarak Başkomutanlık Meydan Muharebesi, Türk milletinin kahramanlık duygusunu ve milli gururunu besleyen en güçlü kaynaklardan biridir ve böyle kalacaktır. Türk silahlı Kuvvetleri 100 yıl önce olduğu gibi bugün de üstün bir vazife anlayışı içerisindedir. Vatanın ve milletin bölünmez bütünlüğü uğruna canını seve seve feda etme her zaman hazırdır. Milleti ve ordusu ile bir bütün halinde hareket eden yüce Türk ulusunun varoluş nedeni olan bu kutsal zaferin 100'üncü yıldönümünde, başta ebedi başkomutanımız, eşsiz önder Atatürk olmak üzere bu vatan için canl