“Ölürsem şehit, kalırsam gazi”...
“Ölürsem şehit, kalırsam gazi”...
19 Eylül Gaziler Günü nedeniyle tüm yurtta olduğu gibi Karadeniz Ereğli’de de çelenk sunma töreni düzenlendi. Türkiye Muharip Gaziler Derneği Karadeniz Ereğli Şubesi Temel Şahin, “Ülkemizde şehit ve gazisi olmayan aile yok gibidir. Aziz milletimizin asırlardır Anadolu topraklarında verdiği varoluş mücadelesinin şifresi, “Ölürsem şehit, kalırsam gazi” deyişinde saklıdır” dedi.
Karadeniz Ereğli’de TBMM’nin Atatürk’e Gazi unvanı vermesinin yıldönümü ve 19 Eylül Gaziler Günü dolayısıyla çelenk sunma töreni düzenlendi.
Devrim Bulvarı Atatürk Anıtı önünde gerçekleştirilen törene; Karadeniz Ereğli Kaymakamı İsmail Çorumluoğlu, CHP Zonguldak Milletvekili Ünal Demirtaş, Karadeniz Bölge ve Garnizon Komutanı Tuğamiral Taner Gün, Karadeniz Ereğli Belediye Başkan Vekili Tarkan Atik, Türkiye Muharip Gaziler Derneği Karadeniz Ereğli Şube Başkanı Temel Şahin, siyasi parti temsilcileri, daire müdürleri ile askeri ve sivil erkan katıldı.
COVİD 19 tedbirleri nedeniyle kısıtlı sayıda gazi ile gerçekleştirilen törende çelenklerin sunulmasının ardından saygı duruşunda bulunuldu, İstiklal Marşı okundu.
Türkiye Muharip Gaziler Derneği Kdz. Ereğli Şube Başkanı Temel Şahin, günün anlam ve önemine ilişkin konuşmasında 19 Eylül Gaziler Günü’nün Türk kahramanlığının, En Büyük Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün şahsında taçlandığı gün olduğunu belirtti.
19 Eylül Gaziler gününün, bu toprakların vatan olmasında ve bekası uğrunda canlarını adayanların gurur ve şerefle hatırlandığı ve anıldığı gün olduğunu vurguladı.
Başkan Şahin konuşmasında ayrıca şu görüşlere yer verdi;
“ 19 Eylül, Kurtuluş Savaşı’nda, Kore’de, Kıbrıs’ta savaşan muharip gaziler ile Türkiye Cumhuriyeti’nin rejimi, üniter yapısı ve toprak bütünlüğü uğrunda vatan hainleri, terör örgütlerine karşı kahramanca mücadele eden asker, polis, güvenlik korucuları ve 15 Temmuz’da meydana gelen hain darbe girişiminde vücutlarını siper eden tüm malul gazilerin şeref günüdür.
Türk’ün Anadolu’daki bin yıllık varlığını sona erdirmek isteyen emperyalist güçler, birinci dünya savaşı sonrasında ülkemizi dört bir yandan işgal ettiler. Bu işgal ile yetinmeyip, vatanımızı parçalamayı amaçlayan Sevr Antlaşması’nı milletimize zorla kabul ettirmek üzere Yunan ordusunu Anadolu’ya sürdüler. Başkomutan Mustafa Kemal Atatürk önderliğinde Türk Ordusu, Yunan ordusunu Polatlı yakınlarında, Sakarya’da 22 gün, 22 gece süren dünyanın en uzun, en kanlı meydan muharebesinde yenerek bozguna uğrattı. Çareyi kaçmakta bulan yunan ordusu, bir sene sonra Dumlupınar’da aynı akıbete uğratılarak, topraklarımızdan tamamen atıldı. Sakarya Meydan Muharebesi Türk’ün ateşle imtihanı ve Anadolu halkının ölüm kalım mücadelesi olmuştur. Sakarya Meydan Muharebesi, yaklaşık 200 yıldır Avrupa’dan geri çekilen Türk Ordusu’nun son savunma savaşı olmuştur. Sakarya Meydan Muharebesi, Kurtuluş Savaşı’nın kaderini ve seyrini değiştirmiş, Anadolu’nun düşmandan kurtuluş yolunu açmıştır.
Türk milleti adına, TBMM, 19 Eylül 1921 tarihinde bu emsalsiz zaferin anısına, zaferin mimarı Başkomutan Mustafa Kemal Atatürk’e gazilik unvanı ve mareşallik rütbesini tevdi etmiştir. “
“VAROLUŞ MÜCADELESİNİN ŞİFRESİ…”
Üzerinde yaşadığımız coğrafyanın vatana dönüşmesinin, bayrağımızın üstünde özgürce dalgalanmasının, şehitler ve gazilerimizin emsalsiz fedakarlıklarının eseri olduğunu vurgulayan Şahin şöyle devam etti:
“Tarihin her döneminde hür yaşamayı, bağımsızlık ve istiklalini canı pahasına korumayı ilke edinen aziz milletimiz, bu uğurda şehit ve gazi olmayı büyük bir onur ve gurur kaynağı saymıştır. Ülkemizde şehit ve gazisi olmayan aile yok gibidir. Aziz milletimizin asırlardır Anadolu topraklarında verdiği varoluş mücadelesinin şifresi, “Ölürsem şehit, kalırsam gazi” deyişinde saklıdır.
Ülkemiz dün olduğu gibi bugün de dış destekli terör örgütlerinin, Doğu Akdeniz’de, Suriye ve Irak’ta sömürücü emperyalist devletlerin tehdidi altındadır. Emperyalist devletlerin ve onlarla iltisaklı terör örgütlerinin hedefleri, ülkemizde karışıklık çıkartmak, Türk ordusunu yıpratarak, Türkiye Cumhuriyetini bölünmüş ve zayıf bir ülke haline getirmektir. Dolayısıyla emperyalist güçlerin menfaatleri doğrultusunda sömürü planı olan Sevr’in gerçekleşmesini sağlamaktır. Bugüne kadar sergilenen her türlü hainlik, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin vatansever ve kahraman askerleri ile kahraman polis, güvenlik korucusu ve vatandaşlarımız tarafından önlenmiş ve hüsrana uğratılmıştır.
Asil Türk milletinin bağrından çıkan şanlı ve şerefli Türk Ordusu, dün olduğu gibi yarın da vatanımızın, hürriyet ve bağımsızlığımızın en büyük güvencesi ve dayanağıdır. İnanıyoruz ki kan dökülerek vatan olan bu topraklar, bugüne kadar olduğu gibi, bundan sonra da Türk Milleti tarafından en kutsal emanet olarak korunacaktır. 19 Eylül, muharebe meydanlarında canlarını ortaya koyarak savaşan fedakar ve kahraman gazilerimizin şeref ve kahramanlık günüdür. Kahraman gaziler Gaziler Gününüz kutlu olsun. 19 Eylül Gaziler Günü münasebetiyle, en büyük gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarını, aramızdan ayrılan tüm gazilerimizi ve vatan uğrunda toprağa düşen şehitlerimizi rahmetle anıyor, hayatta olan gazilerimize sağlık ve esenlik diliyorum.”
ŞEHİTLER ANITI’NA KARANFİLLER BIRAKTILAR...
Şahin’in konuşmasının ardından protokol üyeleri, Atatürk Anıtı’nın arkasında, İnönü Parkı’nda bulunan Şehitler Anıtı’na karanfiller bıraktılar.
Protokol, daha sonra şehir mezarlığında bulunan şehit ve gazi mezarlarını ziyaret ederek dua etti.