Yo -Yo Sendromuna Dikkat!..
HİLAL YANIK
Yo -Yo Sendromuna Dikkat!..
Yo-yo sendromu ya da yo-yo etkisi olarak adlandırılan rahatsızlık kişinin sürekli kilo alıp-vermesi şeklinde tanımlanmaktadır. Yo-yo sendromlu bireyler genel olarak kilo vermekte zorluk çekmezler fakat verilen kiloları korumada zorluk çekmektedirler. Kilo vermek için diyet yapan kişiler verdikleri kiloyu hatta daha fazlasını geri almaktadırlar. Bu durumda vücut kısır döngüye girer ve bir noktada direnç gösterir buna bağlı olarak direnç gösterdikleri kiloda kalır.
Yo-yo sendromunun altında çok çeşitli nedenler yatmaktadır. Ana nedenler olarak kişinin fiziksel özellikleri, daha önce uyguladığı yanlış ağırlık kaybı yöntemleri ve psikolojik etken sıralanabilir. Aç beyin olarak tanımlanan olayda bireyler ağırlıklarının %10’unu kaybettiğinde beyin kıtlığa girdiğini düşünerek vücutta yağ depolamasını sağlayacak tepkimeler ortaya çıkar. Vücut sürekli aç olduğunu hisseder ve beyin sürekli yemek aramaya başlar.
Obeziteye neden olacak yaş, cinsiyet, sağlık sorunları, fiziksel aktivite gibi fiziksel etkenler yo –yo sendromuna neden olabilmektedir. Buna ek olarak bilinçsiz zayıflama ilaçlarının kullanımı, kişiye özgü olmayan hazır diyetlerin uygulanması, kendi yaşamı için uygun olmayan diyetleri devam ettirilmesi, sonrasında bırakılacak diyet kamplarına girilmesi, düşük kalorili(hipokalorilik) diyetler sonrasında yeme ataklarının oluşması yo-yo sendromunun oluşumuna katkı sağlar.
Hipokalorilik beslenme yo-yo sendromundaki bireylere etkisi; her seferinde daha az kilo veriminin daha uzun zamanda gerçekleşmesine sebebiyet vermesi, vücut metabolizma hızını düşürmesi şeklinde gözlemlenmiştir. Kilo veren bireyler düşük kalorili beslenme sonrası rutinin dışına çıktıklarında vücut tekrar aç kalma korkusuyla aldığı her besini yağ olarak depolamak isteyeceği için yo-yo sendromlu bireylerde daha fazla yağ alımı ve daha az kas kazanımı gerçekleşerek vücutta deformasyon oluşur.
Yeme bozukluğu regülasyonu, kilolu bireylerde normal kişilere göre fizyolojik açlık ile vücut ihtiyacının ayırt edilmesindeki güçlüktür. Kilo vermek için kısıtlamaya giden bireyler dış etkenlerle birlikte vücudun açlık-tokluk mekanizmasını bozabiliyor. Kilo kaygısı ve diyet kısıtlaması ne kadar yüksekse ağırlık dalgalanmasının da o kadar yüksek olduğu görülmüştür. Araştırmaların diğer bir sonucu da diyetlerinde gereksiz kısıtlama yapan bireylerin, yüksek besinlere karşı iradelerinin daha zayıf olduğudur. Gece yeme sendromu yeme bozukluğu regülasyonunun bir parçasıdır. Bu durum genel olarak stres ve diğer yeme bozukluğu davranışları ile artış gösterir.
Obez kişilerde, yo-yo sendromu ile birlikte gözlenen bir diğer sorun ise yeme hızıdır. Normal bireylerin aksine normal kilosunun üstündeki bireylerde açlık ve tokluk arasındaki yeme hızında düşüş gözlemlenmemiştir.
Bütün bunların sonucunda yo-yo sendromlu birey yüksek tansiyon, kalp hastalığı, diyabet, kısırlık gibi sağlık sorunlarına açık hale gelecektir.
Peki bu yo-yo sendromundan nasıl kurtulacağız?
Yeme davranışları için olumlu değişiklikler görülmesi kilo kontrolündeki temek faktör olarak belirlenir.