MİGREN NASIL BİR HASTALIKTIR?
SERDAL GÜDÜL
MİGREN NASIL BİR HASTALIKTIR?
Toplumda en sık karşılaşılan şikâyetlerden biri baş ağrısıdır. Baş ağrılarının önemli bir bölümü migren, gerilim tipi ve küme baş ağrısı gibi birincil baş ağrılarıdır. Geriye kalan kısmı ise bir hastalığa bağlı baş ağrıları olup beyni veya diğer organları ilgilendiren bir hastalığın başlangıcı veya seyri sırasında ortaya çıkan ikincil baş ağrılarıdır. İkincil baş ağrıları, tüm baş ağrıları içinde daha az oranda görülmelerine rağmen hastanın yaşamını tehdit eden beyin damar tıkanıklığı, beyin tümörü ve beyin kanaması gibi hastalıkların tanınmasında önemli bir ipucu oluşturmaktadır. Onlarca baş ağrısı sebebi olmakla birlikte biz bugün sizlere migren baş ağrısından bahsedeceğiz.
MİGREN NASIL BİR HASTALIKTIR?
Migren tarih öncesi çağlardan bu yana bilinen, yaşam kalitesini önemli ölçüde bozan, iş gücü kaybına sebep olan, başın önünden ya da arkasından başlayan tek ya da çift taraflı ataklar halinde görülen, zonklayıcı karakterde başağrısı tipidir. Kelimenin kendisi Yunanca (hemikrania), "başın bir tarafındaki ağrı" "yarım" (hemi-)ve "kafatası"(-kranion) ifadesinden türemiştir. Sebebi tam olarak bilinmemekle birlikte birçok mekanizmaya bağlı meydana gelmektedir. Kadınlarda erkeklere göre 2-3 kat daha fazla görülmektedir. Her on çocuktan birisi migrene bağlı baş ağrısı çekmektedir.
Migren baş ağrılarının bir kısmında ağrı döneminden önce haberci belirtiler görülebilir. Bulgular ataktan günler veya saatler önce başlayabilen; sinirlilik,alınganlık, uyku hali, ışık ve sese karşı hassasiyet, ishal, kabızlık, aş erme şeklinde görülebilir. Migren ağrısı başlamadan önce, görme, konuşma, duyu bozuklukları olarak tanımlayabileceğimiz"aura"lar da görülebilmektedir. Auralar, ataktan genellikle 5-60 dk önce başlayabilen sıklıkla görsel, daha az sıklıkla da duysal ve motor bulgulardır.Görsel auralar, normalde görme alanımızın merkezine yakın bir yerde başlar ve daha sonra tahkimat ya da kale duvarlarına benzediği söylenen zigzag çizgilerle yanlara doğru yayılır. Genellikle çizgiler siyah beyazdır ancak bazı kişiler renkli çizgi de görmektedir. Bazı kişiler hemianopsi olarak bilinen görme alanında kısmi kayıp yaşar, bazıları da bulanık görür. Duyusal aura, auralı kişilerin %30-40'ında meydana gelen en yaygın ikinci aşamadır.Çoğunlukla el ya da kolda tek taraflı bir karıncalanma başlar ve aynı taraftaki ağız-burun alanına doğru yayılır. Bazen hastalarımız felç geçirdiklerini düşünerek korku ve kaygı yaşayabilirler.
Başka hastalıklar nedeniyle migren benzeribaşağrıları ortaya çıkmış olabilir. Bu nedenledoğru tanı koyabilmenin en temel koşulu ise hastanın baş ağrısı yakınmalarının Nöroloji uzmanı tarafından detaylı bir biçimde sorgulanması ve ayrıntılı muayene edilmesi gerekmektedir.
TANISI NASIL KONULUR?
Pek çok hastamızdan ‘Benim beyin emarım (MRG) temiz çıktı ama bana yine de migrensin dediler’ cümlesini sıkça duyarız. Halbukimigren tanısı, hekimin hastadan aldığı öykü ve muayene bulgularına göre konur. Beyin MRG gibi görüntüleme teknikleri ve diğer laboratuvarincelemeleri ise migrene benzer belirtiler yapabilecek diğer hastalıkları dışlamak için kullanılır.
Sonuç olarak; nörolojik ve fizik muayenesinde baş ağrısını açıklayacak başka bir neden bulunamıyorsa ve hastanın çekilen MRG’si normal olarak değerlendirilirse migren tanısı konulmuş olur.
TETİKLEYİCİ FAKTÖRLER NELERDİR?
Güçlü ışık, stres, açlık, parfüm gibi sert ve kuvvetli kokular, hava kirliliği ya da hava değişimi, fazla miktarda çay ve kahve tüketimi,âdet dönemi, peynir, kızarmış ve yağlı yiyecekler, sigara dumanı, deniz ürünleri tüketimi, çikolata, yükseklik değişimleri, alkol, uyku bozuklukları ve düzensizlikleri migren ataklarını başlatabilir. Her hastanın tetikleyicisi farklı olabilir.
TEDAVİSİ VAR MIDIR?
Migrenin elbette tedavisi vardır. Ama öncelikle hastaların migren baş ağrısını tetikleyen faktörleri belirlemesi ve bunlardan uzak durmasıdır. Hastalar şiddetli başağrıları ile acil servislere ve nöroloji polikliniklerine başvurduklarında ağrı kesicilerin verildiği kriz tedavisi vardır. Kronik dönem tedavisinde ise birçok tedavi seçeneği bulunmaktadır. Ağızdan alınan 6-12 ay kadar kullanılan hastanın ek bulgu ve hastalılarına göre hekim tarafından uygun görülenanti-epileptik ve anti-depresanilaçlarkullanılabilmektedir. Yakın dönemde ülkemizde de kullanıma giren, günlük dilde ‘’Migren Aşısı’’ denilen 6-12 ay boyunca aylık olarak cilt altı enjeksiyon yöntemi kullanılabilmektedir ancak pahalı bir tedavi olduğu için yaygın olarak kullanılmamakla birlikte uygun hastalarda tercih edilebilir.
BAŞKA TEDAVİLER VAR MIDIR?
Her gün ilaç kullanmak istemeyen hastalar için ise etkinliği kanıtlanmış 15 günde bir, başın belli bölgelerine uygulanan sinir blokajlarıve 4-6 ayda bir başın 31 ayrı noktasına uygulanan Botulinum toksin enjeksiyonları da birtedavi seçeneğidir.
Sonuç olarak;“Baş ağrısıdır, bir ağrı kesici alayım, geçer” diye sorunumuzu ertelememeliyiz. Başağrısı kaderiniz değildir. Baş ağrılarına eşlik eden bulantı, kusma, bulanık görme, denge bozukluğu, el ve ayaklarda güçsüzlük acil durum işaretleridir. Kronikleşen, tekrarlayıp duran şiddetli baş ağrılarınız varsa Nöroloji uzmanına başvurunuz. Ağrı çektiğiniz veya baş ağrım tutarsa diye kaygılanarak kaybettiğiniz süreyi ailenizle ve arkadaşlarınızla ağrısız ve mutlu bir şekilde geçirebilirsiniz. Hastanemizde de migren tanısı konulması için gerekli olan donanım mevcut olup gerekli tüm tetkikler yapılabilmektedir. Migren tanısı konulduktan sonra ise hastalarımıza uygun olan tedavi hangisi ise hastamız o yöntem ile tedavi edilmektedir. Baş ağrısı kaderiniz değildir.